2-Tıbbi Sosyal Hizmetler
27 Kasım 2017

AĞIZ BAKIMI

Çürük oluşumunu nasıl önleyebilirim?

         Florlu bir diş macunu ile dişler fırçalanmalıdır.

         Dişlerinizin ara yüzleri için diş ipi veya diğer ara yüz araçlarından faydalanınız.

         Dengeli beslenmeye dikkat edilmeli ve abur cubur yiyeceklere bir sınır konulmalıdır.

         Dişlerinizi çürüğe karşı daha dayanıklı hale getiren uygulamalardan "florlama" ve "fissür örtücüler" hakkında dişhekiminize danışınız.

         Profesyonel diş temizliği ve ağız muayeneniz için düzenli olarak dişhekiminizi ziyaret etmelisiniz.

Ağız bakım ürünlerini nasıl seçmeliyim?

Piyasada çok çeşitli ve cazip kılınan pek çok ürün olması sizi şaşırtabilir. Seçim yaparken onaylanmış ve dişhekiminizin tavsiye ettiği ürünleri satın almaya dikkat etmelisiniz.

Bir diş fırçasını ne kadar süreyle kullanabilirim?

Genelde 3-4 ay kullanılabilir. Diş fırçasının bozulduğunu kıl demetlerinin birbirinden ayrılmasından, dağılmasından ve eğilmesinden anlayabilirsiniz. Sert kıllı fırçalar dişlerinize zarar verebilir. Çocuklar ise henüz doğru fırçalamayı tam olarak uygulayamadıklarından daha çabuk fırça eskitirler.

En doğru diş fırçalama tekniği hangisidir? 

Öncelikle fırça 45 derecelik bir açıyla dişe yaklaştırılmalı ve dişin eni doğrultusunda ileri-geri hareketlerle fırçalanmalıdır. En son dişetinden aşağıya doğru bir süpürme hareketiyle işlem tamamlanır. Dişlerin iç yüzeyleri, özellikle ön bölgeler dar olduğundan fırça dik olarak sokularak fırçalanmalıdır. Unutulmamalıdır ki,  bakteri plağı ve yiyecek artıklarının yoğun olduğu dişlerin arka yüzleri, arka dişler ve dil de temizlenmelidir. Genellikle sadece ön dişlerin ön yüzeyleri fırçalandığından çürükler daha çok arka bölgelerde oluşmakta, diş taşları ise çok az fırçalanan alt ön bölgede olmaktadır.

Uygun bir teknik kullanılmazsa dişler zarar görür mü?

Evet. Dişler çok sert bir tabaka olan mine ile kaplı olmasına rağmen sadece yanlış bir teknikle uygulayacağınız bir fırçadan bile büyük zarar görebilir. Hem dişin üst kısmında, hem de kökü kaplayan tabakada aşınmalara, dişetlerinde de çekilmelere yol açabilir. Bu durumda dişler çürüğe daha yatkın hale gelir. dişleri aşındıracak kadar büyük bir kuvvetle diş fırçalamaktan kaçınılmalı ve yumuşak hareketlerle fırça oynatılmalıdır.

Diş etlerinin fırçalanması neden gereklidir?

Yapılması gereken başka bir işlem de diş etlerini fırçalamaktır. "Ama doktor, diş etlerim kanıyor..." Fırçalamaya devam edilmelidir, çünkü diş etlerini besleyen damarlar dolaşım bozukluğu sonucunda dolgunlaşmıştır. Buna tıp dilinde "konjestiyon" denir. Tedavi etmek için kılcal damarları açmak yani fırça yapmak gerekecektir. Böylece diş etinin damarları iyileşir ve kanama da kendiliğinden durur. Diş etinin fırçalanması, diş eti hastalıklarından korunmanın en etkin çarelerindendir.

Fırçadan başka diş temizlik araçları var mıdır?

Bunlar, elektrikli fırça, diş ipliği, kürdan, ara yüz fırçası, su püskürteci (water - pic), stimulatör... gibi araçlardır. Elektrikli. fırça ve su püskürteci ülkemizde giderek yaygınlaşmaktadır.

Diş İpliği:

Diş aralarını temizlemede sık kullanılan yararlı bir araçtır. Yanlış kullanımı diş etine zararlı olmaktadır. Diş hekiminden doğru kullanımını öğrenildikten sonra uygulanmalıdır. 

Kürdan:

Yemek yerken diş arasına giren bir et parçasını kürdanla çıkarabilirsiniz; fakat yemek daima aynı yere kaçıyorsa bu, iki diş arasında normal temas olmadığını gösterir. Böyle durumlar kürdan kullanmayı gerektirir. Kürdan uçlarının özel olarak düzlenmiş olması, ayrıca sterilize edilmesi gerekir.Bu nedenle eczanede satılanlar tercih edilmelidir.

Ara yüz temizleyicileri ne işe yarar?         

Diş fırçasının ulaşamadığı alanlarda dişler arasındaki ve dişetinin altındaki artıkları temizlemek için kullanılır. Bu alışkanlığa sahip değilseniz başlamak için geç kalmış sayılmazsınız.
Dişipi kullanırken şu noktalara dikkat etmelisiniz:

  • İlk kullanımda kolay kullanım amacıyla mumlu diş ipleri tercih edilir. Ayrıca florlu diş ipleri de tercih edilebilir.
  • Diş ipi her iki elimizin işaret parmağına dolanarak ve baş parmağımızın yardımıyla kullanılır.
  • Diş ipini dişlerinizin arasından yavaş hareketlerle ve kontrollü olarak geçirin. Dişetini yaralayacak sert ve ani hareketlerden kaçınmalısınız.
  • Dişin üzerinde ipi, c harfi çizecek şekilde ileri-geri yukarı-aşağı hareket ettirerek ara yüzü temizleyebilirsiniz.

    BESLENME VE DİŞ

  • Aslında ağız-diş sağlığı için gerekli optimal beslenmenin, genel sağlığımız için gerekli olan optimal beslenmeden bir farkı yoktur.
  • Protein ve diş :Proteinin, gelişim öncesi ve gelişim dönemlerinde dişler üzerindeki etkisi büyüktür.Dişlerin yapısı, organik bir matriks( ağ) ve bunun üzerine çökelen mineraller ( inorganik matriks) den ibarettir. İşte diş sert dokularının organik matriksi protein eksikliğinde bozulur. Sonuçta bu olay mineralizasyonda azalmaya yol açar. Yapılan araştırmalar; anne karnında yetersiz protein alınmasının diş sert dokularını %71 oranında etkilediğini göstermektedir.
  • Kalsiyum ve diş:Ayrıca kalsiyum, A,B,C ve D vitaminleri de önemlidir. Kalsiyum dişleri kuvvetlendirir. Ancak kalsiyumun kana karışıp dokulara taşınması için D vitamini gerekmektedir. Aynı zamanda proteinler de kalsiyumun dokulara taşınmasını sağlar.
  • Vitaminler ve diş:A vitamini eksikliği diyeti dokusunun enfeksiyona karşı dayanıklılığını azaltmakta ve iyileşmesini geciktirmektedir.Aynı zamanda diş sürmesinde gecikmelere de yol açmaktadır.B vitamini eksikliğinde , ağız dokularında hassasiyet ve dişleri çevreleyen alveol kemiğinde harabiyet görülmektedir. C vitamini eksikliği ise yine kireçlenme bozuklukları ve dişetlerinde kanamalara yol açan bazı hastalıklara sebep olur.
  • Hamilelikte beslenmenin, çocuğun dişleri kadar annenin diş sağlığı üzerinde de etkisi büyüktür. Bu nedenle hem anne hamilelik döneminde hem de bebek gelişim döneminde yeterli ve dengeli bir biçimde beslenmelidir.
  • Yetersiz beslenen kişilerin dişeti ve çevre dokularının da zayıf teşekkül ettiği görülmüştür. Dişlerin etrafındaki dokular sürekli olarak harap olmakta ve yenilenmektedir. Bunun için de uygun bir beslenme şarttır.
  • Besinlerin cinsi ve diş:Besinlerin cinsi de önemlidir. Mesela havuç, elma gibi sert ve lifli gıdalar dişeti dokusu üzerinde temizleyici etki yaparken, sürekli püre, muhallebi gibi yumuşak gıdaların yenmesi dişeti dokusunun dayanıksız olmasına sebep olur.

    DİŞ ÇEKİMİNDEN SONRA NELER YAPILMALI – YAPILMAMALI

  • Yapılması Gerekenler:
  • Ortalama 3 saat sonra, uyuşukluk hissi geçer.( Kişisel ve yapısal özelliklere, ilaç tipine göre bazen 1, bazen de 4 – 5 saat sürebilir.)
  • Çekim yerine konan pamuk tampon,15 dakika dişler sıkılarak bastırılmalıdır, çekim yarasının ilk andaki kanaması bu tamponlama ile durdurulmaktadır.
  • Pamuk tamponun sık sık değiştirilmesi pıhtılaşmayı geciktireceğinden tavsiye edilmez.
  • Tampon atıldıktan sonra ( kişiye ve yara yerine göre ) pıhtılaşma başlayana kadar sızıntı şeklinde bir kanama olur.
  •          Uyuşukluk geçtikten sonra hafif bir ağrı olabilir. Bu durumda (Aspirin dışında! ) ağrı kesici bir ilaç kullanılabilir.
  • Yapılmaması Gerekenler:
  •           En az 3 saat (özellikle çay, çorba gibi çok sıcak olan) yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalı.
  •           Sıcak banyo yapılmamalı, Sıcak havada, Güneş altında kalınmamalı,
  •           Sigara içilmemeli, alkol alınmamalı,
  •           Dudaklarda uyuşukluk varsa geçene kadar ısırarak kontrol yapılmamalı,
  •           Temizliğinden emin olunmayan gıdalar ağza alınmamalıdır.
  • Diş çekimi yarası 1–2 hafta içinde kapanır. Bu süre içinde ağız temizliğine daha da özen gösterilmesi (oluşabilecek enfeksiyonlardan korunabilmek için) tavsiye olunur.

    DİŞ HASSASİYETİ

  • Dişlerde hassasiyet ne demektir?
  • Sıcak, soğuk, şeker veya ekşi yiyecek-içecekler ağza alındığında dişlerde ani bir tepki oluşur; ağrı-sızı başlar. Bu ağrı keskin, ani ve derindir. Çürük ve eski dolgular dışında hassasiyet en çok dişeti çekilmesi ile açığa çıkan kök yüzeylerinden kaynaklanır. Normal olarak, dentin (dişin ikinci ve önemli bir tabakası) mine ve sement (kök yüzeyini kaplayan özel tabaka) ile çepeçevre kuşatılmıştır. Diş hassasiyetinin sebebi tam olarak anlaşılamamışsa da  hassasiyetin dişin sinirine mikron düzeyindeki kanalcıklar aracılığı ile iletildiği üzerinde duruluyor.
  • Diş hassasiyetine sebep olan faktörler :
  •           Sert ve travmatik diş fırçalama (zamanla mine ve sementi aşındırır)
  •           Dişeti çekilmesi
  •           Dişeti hastalığı (şiş ve iltihaplı dişetleri de hassasiyete yol açar)
  •           Kırık dişler
  •           Diş gıcırdatma - sıkma
  •           Plak birikimi
  • Hassasiyete karşı evde yapılabilecek birşey var mı?
  •           Ağız hijyenine dikkat edilmeli. (dişlerinizin ve ağzınızın her noktasını dikkatlice temizlemelisiniz)
  •           Yumuşak kıllı fırça kullanılabilir. (dişin sert tabakalarına daha az zarar verilmiş olur)
  •           Hassasiyet giderici özel diş macunu kullanılabilir. (düzenli kullanıldığında etkili sonuçlar alınabiliyor)
  •           Alınan gıdalara dikkat edilmeli. (fazla asit içeren yiyeceklerin sık tüketilmesi sonucu mine tabakası çözünebilir)
  •           Florlu diş bakım ürünleri kullanılmalı.
  • Bu konudaki profesyonel yaklaşım nedir?
  •           Açığa çıkmış kök yüzeyleri izole edilir
  •           Floridli verniklerle kök yüzeyleri iyileştirilebilir
  •           Dişin eksilen tabakalarının yerine dolgu maddeleriyle restorasyonlar yapılabilir

                                                        DİŞ TAŞI

  • Diş hekiminizin kalkülüs olarak adlandırdığı diş taşı yani tartar, tükürüğünüzdeki minerallerin ve plakların bir ürünüdür. Taş, diş eti iltihabı ve periodontit gibi diş eti hastalıklarının başlıca nedenidir.
  • Taş, özellikle diş eti çizgisinin altında oluştuğunda en büyük sorunu yaratır. Taş, kireçli ve serttir; temizlenmesi ise güçtür. Düzenli diş kontrollerinin bir bölümü dişlerinizin ve taşların temizlenmesini içerir. Bu temizleme işlemi, özellikle diş eti çizgisinin altındaki taşlar için gratuar ve küret adı verilen aletlerle dişi kazıyarak yapılır, işlem, rahatsız edicidir ve diş etlerinizi kanatır. Diğer bir yöntem ise, taşlan temizlemeye yardımcı olan bir titreşim aleti kullanmaktır.
  • Şu günlerde, tartara karşı diş macunları için fazlaca reklam yapılmaktadır. Bu diş macunlarının, diş etinin üstündeki dişler üzerinde taş birikmesini azalttığı, ancak diş eti çizgisinin altındaki taşlar için çok az etkisi olduğu ya da hiç olmadığı bulunmuştur. Ne yazık ki, diş kaybıyla sonuçlanabilen bir diş eti hastalığı olan periodontit'e yol açan da, diş etinin altında oluşan taşlardır (tartardır). Tartar kontrollü diş macunlarının estetik bir görünüme etkisi olabilir ve diş hekiminize gittiğinizde dişlerinizin daha iyi temizlenmesine .yardımcı olabilir, ancak gerçek, zararlı taşların oluşmasını önlemekteki yararı çok azdır.
  • Ayrıca, sigara içmenin neden olduğu diş lekelerini temizlemek için tasarlanmış özel diş macunları da bulunmaktadır. Biz bu diş macunlarını önermiyoruz: Diş etleri zaten çekilmiş olan kişiler, diş eti çizgisi altındaki daha yumuşak tabakaların maruz kalacağı bu tür diş macunlarından zarar görebilirler. Bu tür diş macunları, aynı zamanda dişlerinizin sıcak ya da soğuk yiyeceklere karşı daha da hassaslaşmasına neden olabilir.
  • Bazı tartara karşı diş macunları üzerinde bulunan uzman kuruluşların onayı, anti-tartar nitelik için değil, diş macununun içerdiği flor için verilmiş bir onaydır. 

                   

                           Protez Nedir?

  • Dişlerin ve çevre dokuların çeşitli nedenlerle madde kaybına uğradığı ve kaybedildiği durumlarda, kaybedilen dokuların yerine konması için kullanılan, kişiye özel hazırlanmış materyallere diş protezleri denir.
    Yapılan protezlerle hastanın çiğneme etkinliğini, yaşam kalitesini arttırmak, estetik görünüm ve konuşmayı geliştirmek hedeflenir. Kırılmış,renk değiştirmiş ya da şekil bozukluğuna sahip dişler insanların estetiğinde son derece olumsuz bir etki yaratırlar. Bu nedenle psikolojik olarak etkilenen insanlar yapılacak çeşitli protezler yardımıyla daha düzgün görünüme kavuşabilirler.
    Dişlerin kaybedilmesi sonucunda yapılan protezler genel anlamda iki türlüdür:
    1. Ağızda kalan dişlerin üzerine yapılan ve hasta tarafından çıkartılamayan kron , köprü gibi SABİT PROTEZLER
    2. Hasta tarafından istenildiği zaman takılıp çıkartılabilen HAREKETLİ PROTEZLER
    Sabit Protez Nedir?
    Çürükler ve kaza sonucunda dişlerin bazı bölümlerinde kırılmalar oluşur. Bu gibi durumlarda, kron adı verilen protezler ile dişlerin kaybolan yapıları, tekrar yerine konur. Bu kronlar porselen, akril ya da dişhekimliği için özel olarak üretilmiş olan metal alaşımları kullanılarak yapılır. Dişhekimliğinde son dönemdeki gelişmeler bu yapıların son derece doğal görünmesini sağlayabilmektedir.

    Hareketli Protez Nedir?

    Ağızda hiç diş bulunmaması, diş kayıplarının çok sayıda olması ya da sabit proteze destek olabilecek arka taraftaki dişlerin kaybedilmesi sonucunda, kişiye özel hazırlanan, hasta tarafından da takılıp çıkartılabilen protezlerdir.

    İmplant Nedir?

    İmplantlar, dişlerini kaybeden hastaların çene kemiğine operasyonla yerleştirilen, titanyum alaşımlarından yapılmış vidaya benzeyen metal yapılardır. Hastaların kaybedilen dişlerinin yerine yerleştirilip, aynen bir kök vazifesi görerek üzerlerine yapılan protezlere destek olur ve normal diş gibi işlev görmelerini sağlarlar.

DİŞ DOLGULARI

Dolgu Nasıl Yapılır? Günümüzde kullanılan dolgu maddelerinin çoğu sadece dişe tutunur, yapışmaz. Bu nedenle diş hekimleri dolgu yaparken bazı tutucu önlemler alırlar. Bu önlemler özel tutucu oyukların hazırlanmasıyla mümkün olur. Dolgu yaparken ana kural olarak iyi bir kavite (oyuk) hazırlanır; ve dişe  yapılacak dolguyla çürümeden önceki doğal biçimi tekrar verilmeye çalışılır.

Hangi Dolgu Maddeleri Seçilir? Dolgu maddesini seçerken diş hekimleri maddenin arka dişlerde çiğneme basıncına dayanabilmesini; ön dişlerde mümkün olduğunca fark edilmemesini; dişe ve diş özüne zarar vermemesini göz önüne alırlar. Şimdi sizlere birkaç tip dolgu maddesi hakkında bilgi vermek istiyoruz:

1.       Amalgam Dolgular (Metal Dolgular) :Çok dayanıklı ve ekonomik bir dolgu maddesidir; fakat görünümü estetik değildir. İçinde % 70 gümüş, % 23 kalay, az miktarda bakır ve çinkodan oluşan tozun cıva ile karıştırılmasıyla hazırlanır. Karışım diş hekimi tarafından hazırlanan oyuğa yığılır ve dolgu birkaç saatte sertleşir. Özellikle  azı dişleri için günümüzde kullanılan en iyi dolgu maddesidir.

2.       Porselen Simanlar, Kompozitler:Estetik dolgu maddeleridir (bonding); fakat amalgam kadar dirençli değillerdir. En çok ön dişlerde kullanılırlar.

3.       İnlaylar:İnlaylar döküm, dolgulardır. Dolgu için şekillendirilmiş oyuğun (kavite) ölçüsü alındıktan sonra, laboratuvarda altın veya porselenden hazırlanır ve dişe yapıştırılır. Özel teknik ve çok hassas çalışma gerektirirler.

Amalgam nedir? Amalgam dolgular gümüş dolgular olarak da tanımlanır. Amalgam; gümüş, kalay ve bakır alaşımının, cıva ile karıştırılması ile elde edilir. Karışımın %45-50'sini oluşturan civa, metalleri birbirine bağlayarak dayanıklı bir dolgu malzemesi yaratmış olur. 150 yıldan beri geliştirilerek kullanılmakta olan amalgam dolgular, çok sayıda dişin korunarak ağızda kalmasına hizmet etmiştir.

Amalgamdaki civa zararlı mıdır? Amalgam dolgudaki civa zehirli değildir. Civa diğer metallerle birleştiğinde kimyasal yapısı değişir ve zararsız hale geçer. Çiğneme ve öğütme sonucunda ağızda açığa çıkan civa miktarı su, hava ve yiyeceklerde alınan miktardan çok daha küçüktür. Bütün bilimsel araştırmalarla civanın zararsız olduğu sonucuna varılmıştır. Amalgamlar söküldüğünde civanın oluşturduğu düşünülen bazı hastalıkların iyileştiği iddia edildiği halde bilimsel olarak ispatlanamamıştır.

Dişhekimleri amalgamı niçin tercih ederler? Amalgam hala en zararsız, en uzun ömürlü ve en ucuz dolgu maddesidir. Yılda, bir milyardan fazla amalgam dolgu yapıldığı hesaplanmıştır. Diğer dolgu maddelerine oranla çok daha kısa zamanda ve kolay uygulanabilirler. Porselen, altın ve beyaz dolgular gibi dolgu malzemeleri hem daha pahalıdırlar hem de daha çok zaman ve dikkat isterler. Ayrıca altının dışındakiler amalgam kadar uzun ömürlü değildir. Amalgam ancak civaya alerjisi kesin olarak tespit edilenlerde kullanılmamalıdır ki, bu da yüzde birden çok daha düşük bir olasılıktır. Gerekmediğinde amalgam dolgular sökülmemelidir. Çünkü hem gereksiz masraf getirmekte hem de dişe zarar verme olasılığını arttırmaktadır.

Amalgam restorasyon sonrası hastaya uyarılar:

          Uygulamanın yapıldığı tarafı en az bir saat kullanmaması ve takip eden 24 saat içinde de dikkatli olunarak sert şeyleri o bölgede çiğnememesi hastalardan istenmelidir.Hastaya 24 saat geçtikten sonra polisaj işlemi.,için ikinci bir randevu verilmelidir.Bu uygulama, hem amalgamın metalik özelliklerini iyileştirme hem de kullanım sonrası restorasyonun anatomik ve fonksiyonel olarak tekrar gözden geçirilme olanağını sağlayacaktır.

          Amalgam dolgulardan sonra kısa süreli bir sıcak-soğuk duyarlılığı olabilmekte ve bu zamanla kaybolmaktadır.Ancak ender olsa da bazı kişilerde ağızda çeşitli metaller bulunduğunda ya da çatal gibi başka bir metal girdiğinde elektriklenmeden doğan hassasiyetler olabilmektedir.Geçmeyen duyarlılıklarda duyarlılığın yalnızca bu sebepten olduğuna emin olduktan sonra restorasyonu metal olmayan bir restoratif madde ile değiştirmek çözüm olabilir.

Kompozit dolgular nasıl yapılır? Kompozit dolgular, hazırlanmış kavitelere tabaka tabaka yerleştirilir ve her tabaka özel bir ışık ile sertleştirilir. Bu işlem bitince kompozit dolgular dişe göre şekillendirilir ve düzeltilir. Bütün bu işlemler amalgam dolgu işleminden daha uzun sürer. Ancak amalgamın en az iki katı kadar daha pahalıdır. Kompozit dolguların ağızda kalma süresi de 7-10 yıldır ki bu süre amalgamın ömrüne yakındır. Ancak çok büyük dolgularda durum amalgamın lehinedir.

Kompozit reçinelerin avantaj ve dezavantajları: Bu dolguların en büyük avantajları estetik olmalarıdır. Ayrıca bu dolgular dişlere iyice bağlandığı için diş dokularını destekler, kırılmaları ve sıcaklık geçmesini engeller. Kompozitler, yalnızca çürükleri restore etmek için değil, dişlerin rengini ve biçimini değiştirerek kozmetik etkileri için de kullanılabilmektedirler. En önemli dezavantajı işlem sonrası duyarlılıkların olmasıdır. Dolguların renkleri, kahve, çay gibi boyayıcı yiyeceklerle de hafifçe değişebilmektedir.

Kompozit restorasyonlar sonrası hastalara uyarılar:

          Kompozitlerde de artık aynı seansta polisaj işlemi yapılabilmektedir.Ancak çok büyük restorasyonlar ya da çok diş için yapılan seri restorasyonlarda hastayı bir defa daha kontrole çağırıp varsa gerekli düzeltmeleri yapmak hem estetik hem fonksiyon açısından çok daha iyi olacaktır.

          Bu materyallerle ön dişlerde çok büyük kayıplar restore edilebilmekte bu nedenle hastaların ısırmada dikkatli olmalarının bu restorasyonların ömrünü uzatacağının da anlatılması gerekmektedir. Özellikle (fasial) yüzde yapılan uygulamalardan sonra ne kadar iyi polisaj yapılmış olsa da boyayabilen yiyecek ve içeceklerin dolguların renklerini değiştirebileceği yine hatırlatılmalıdır.Aşınma nedeni ile restore edilmiş dişlerde daha çok dikkat edilmesi gereken şey de hastaya çok sert olmayan diş fırçaları önermek ve fırçalama yöntemlerinde düzeltmeler yapabilmelerini sağlamaktır.Bu öneriler geniş (fasial) yüz restorasyonları için de geçerlidir.

NOT: Bu sayfadaki bilgilerin bir kısmı Prof. Dr. İlter Uzelin yazısından alınmıştır.